Müzikler

31 Ağustos 2010 Salı

Ankara'da Kadınlar "Hayır" Çağrısı Yaptılar


Bugün 18.00’da Sakarya Caddesi’nde buluşan kadınlar 12 Eylül’de ‘Hayır’ diyeceklerine dair bir basın açıklaması yaptıktan sonra, Kızılay’da bildiri dağıtarak 4 Eylül’de yapılacak mitinge çağrı yaptılar.

EMEP’li, ÖDP’li, TKP’li, Halkevci, TMMOB'li, DİSK’li, KESK’li ve Öğrenci Kolektifleri’nden kadınlar “12 Eylül anayasasına da, AKP anayasasına da hayır” dediler. “Kadınlar eşitlik ve özgürlük istiyor! AKP’nin ‘eşitlikçi anayasa yalanına’ hayır” yazılı pankart taşıyan kadınlar Sakarya Caddesi’nde yaptıkları basın açıklamasında “AKP’nin, sermayeye sınırsız talan alanı açmak ve kendi iktidarını güçlendirmek için hazırladığı paketin içinde bulunan ve kadın-erkek eşitliğini sağlamak için önemli adımlar atacağını iddia ettiği 10.maddenin yalan olduğunu, çünkü bunları söyleyenin kadına bakışı gerici-muhafazakar kalıpların dışına çıkamayan, kadınları üç çocuk doğurmakla görevli sanan, kadın düşmanı bir zihniyetin baş temsilcisi olan Tayyip Erdoğan olduğunu” vurguladılar.

“Cinsiyetçi AKP’ye HAYIR!”, “Üniversiteli kadınlardan HAYIR!”, “YÖK varsa, biz YOKUZ!” yazılı dövizler taşıyan Öğrenci Kolektifleri’nden Kadınlar da ‘gerçekten eşitlikçi, özgürlükçü bir anayasa istediklerini’ bütün kadınlarla birlikte bir kez daha haykırdılar.
Basın açıklamasının ardından Gülay Akgün’e ait “artık yeter” parçasını söyleyen kadınlar kurdukları temsili sandıkta Hayır oyu kullandılar. 4 Eylül’de gerçekleştirilecek olan mitinge katılacaklarını belirten kadınlar, daha sonra Kızılay’da bu konu ile ilgili kitlesel şekilde bildiri dağıtarak referandumda “Hayır” demeye ve 4 Eylül’deki mitinge çağrı yaptılar.
Devamını Oku

27 Ağustos 2010 Cuma

Üniversiteli Kadınlar AKP’nin Eşitlik Yalanına “HAYIR” Diyor!


AKP'nin anayasa paketindeki maddeler arasında en çok savunduğu maddelerden biri "kadınlara özel ayrımcılık" maddesi oldu.

Aliye Kavaf'ın "devrim" olarak nitelendirdiği bu madde gerçekte kadınlar için ne anlama geliyor?

Anayasada yer alan "Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.” cümlesine ek olarak şimdi “Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz” cümlesi ve devamı fıkra olarak da “Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.” cümlesi eklendi. Erdoğan'ın 18 Temmuz'da kadın temsilcileriyle yaptığı görüşmedeki "Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum. Onun için fırsat eşitliği demeyi tercih ediyorum. Kadınlar ve erkekler farklıdır, birbirinin mütemmimidir (tamamlayıcısıdır).” açıklamaları maddede geçen eşitlik lafının içeriğinin boşluğunu da gözler önüne seriyor. Devletin kadın erkek arasındaki "fiili eşitliği" sağlamaya yönelik önlemler alması, düzenlemeler yapması ve bunları ayrıntılı şekilde planlaması gerekirken 10. maddeye yapılan ekte kadınlar için böyle bir düzenleme görülmüyor. Anayasaya konan "eşitlik" lafının hukuki metinde yer alması bu hakkın etkin şekilde kullanılacağı anlamına gelmiyor. AKP'nin 8 yıllık iktidarı boyunca yaptığı uygulamalara bakarsak kadın-erkek arasındaki eşitliği sağlamasını zaten beklemiyorduk.

Kadın-Erkek arasındaki eşitsizlik azalıyor mu?


Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) toplantılarına katılan Aliye Kavaf anayasa değişikliği paketinin kadın erkek eşitliği açısından önemli değişiklikler içerdiğini, kız çocukları açısından sorunların halen varlığını sürdürmesine rağmen eğitim alanında Türkiye'nin son yıllarda kaydettiği gelişmenin oldukça çarpıcı olduğunu söyledi.

Ancak CEDAW'ın yayınladığı rapora göre 5 yıl önceki değerlendirmeden bu yana değişen pek bir şey yok, hala her alanda kadına karşı ayrımcılık sürüyor.

Verilere bakacak olursak;

-Kadınların yüzde 19.6'sının okuma-yazması yok.
-Kadınların yüzde 75.4'ü işgücüne katılmıyor, kentlerde yaşayan kadınların istihdam oranı yüzde 17.6. Parça başı, güvencesiz çalışan kadın sayısı ciddi bir orana sahipken kayıt dışı olduğu için bu sayı bilinmiyor.
-Kadın belediye başkanlarının oranı yüzde 1 bile değil.
-155 vali arasında kadın yok.
-Siyasi Partiler ve Seçim Yasası değişmedi(kadın kotası uygulaması)

AKP bu karneyle bu anayasa sınavından geçemez

Kadın sığınma evlerinin yetersizliğiyle ilgili bir soruya Erdoğan "Bizim kadınımız sığınmaz" demişti. Aynı zihniyetteki İstanbul Beyoğlu Kaymakamlığı'na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı 31 Aralık 2008'de Mor Çatı ile ilişkilerini sonlandırdı.

1 Ekim 2008 günü yürürlüğe giren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (SSGSS) ile kadın, edinilmiş haklarının çoğundan mahrum edildi. Emeklilik yaşının artması, emzirme yardımının SGK Yönetim Kurulu'nun inisiyatifine bırakılması, ev içinde yaşayan 25 yaşından büyük kadınların sağlık sigortasından yararlanma hakkının kaldırılması gibi...

Adalet Bakanlığında yapılan bir toplantıda "Cinsel ilişki yaşının düştüğü ve toplumsal gerçeklerin göz önünde bulundurulması gerektiği" gerekçesiyle evlenme yaşının 14'e indirilmesi önerisini tartışan ve Hüseyin Üzmez gibi tecavüzcüler için yeni değişiklikler yaparak aflar çıkarmak isteyen AKP'nin kadınlara ilişkin düzenlemedeki samimiyeti gözler önünde.

Kadın düşmanlığına da “EVET” dediler!


Belediye başkanlarından bakanlarına kadar birçok AKP’li ismin imam nikahlı oldukları biliniyor.

Erdoğan'a ne konuda danışmanlık yaptığı merak konusu olan Ali Yüksel'in ise 3 eşi var.
İşte Ali Yüksel'in bu konu üzerine yaptığı bir röportajdaki açıklamaları:

- Benim niyetim dörde kadar gitmek ama kısmetim nedir, onu bilemem Allah bilir
-Evlendiğim eşlerimden izin almadım. İzin vermezler ki... Sünnet bir ibadeti yapacağımda izin almak mecburiyetinde değilim.

Aynı zihniyetteki AKP'li Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı Kürt sorunun çözümü için erkeklerin ikinci kez evlenmeleri gerektiği yönündeki kadını aşağılayan, ırkçı ve cinsiyetçi söylemleri:

- Zaman zaman ikinci eşler de olmuştur. Bu bizim kültürümüzde vardır. Kanunlarımız buna müsait değildir ama maalesef Türkiye’de oluyor. Bu gerçeği kabullenelim.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun Cumhuriyet’in ilk yıllarında kız ve erkek öğrencilerin ayrı okullarda okutulması konusunda yaptığı açıklama:
-Bu meseleyi çağdaşlık, çağ dışılık, harem- selamlık olarak değerlendirmek her şeyden önce eğitim planlaması açısından bilimsel değil. Ben buna prensipte “evet” dediğimi açıkça ifade etmek istiyorum.
Referandumda “evet” diyeceğini açıklayan Ali Ağaoğlu aynı konuşma sırasında şu cümleleri söyleyebiliyor:

-İşadamlarının şirketleri karısı gibi değil, metresi gibi olmalı. Şirketimi yüksek fiyat ödeyene satarım.

Bu bir kaç açıklamadan da anlaşılacağı üzere, AKP’liler ve yandaşları anayasaya değişikliğine de, kadın düşmanlığına da “evet” diyor.



ÜNİVERSİTELİ KADINLAR NE DİYECEK?

AKP YÖK’ü neden kaldırmıyor? Bu soruyu sormamızın nedeni, Erdoğan'ın YÖK'ü ele geçirmeden önce YÖK'ün anti-demokratikliğinden dem vurmasıydı. Şimdi de demokrasi havariliğine soyunurken 12 Eylül'ün ürünü olan YÖK'ü kaldırmak için düzenlemeler yapmak yerine, onu koruyor.

Harç paraları, giderek sermayeye açılan üniversitenin her alanının paralılaştırılması gibi birçok dönüşümün hızla uygulanmaya çalışıldığı üniversitelerde kadınlar daha fazla eziliyor. Kadınların yaşadığı sorunların görmezden gelindiği, adeta doğallaştığı üniversitelerin yönetmelikleri de kadını yok sayıyor. Anayasa tartışmalarıyla kadına “ayrıcalık” tanıdığını iddia eden AKP, aksine ilkokuldan üniversiteye kadınların eğitim alanında yaşadığı ayrımcılığı derinleştiriyor. YÖK'ün gerici, baskıcı, cinsiyetçi uygulamaları üniversiteli kadınları üniversiter yaşamın dışına itiyor. Bu nedenle, üniversitelerde kadın merkezleri açılmasının, yurtlardaki ayrımcılığın önlenmesinin önünü açmayan/sağlamayan, kadınlara gerçek eşitlik getirmeyen tüm düzenlemelere, AKP anayasasına, üniversiteli kadınların cevabı “HAYIR” olacaktır.
Devamını Oku

23 Ağustos 2010 Pazartesi

İstanbul'da Kadınlar AKP'nin Anayasasına HAYIR Dedi



21 Ağustos günü saat 13.00’da Taksim-Tramvay Durağı’nda toplanan kadınlar AKP’nin anayasasına hayır demek için Galatasaray Meydanına yürüdü.

Halkevci Kadınlar, TKP’li Emekçi Kadınlar, ÖDP’li Kadınlar, EMEP’li Kadınlar’ın çağrısıyla yapılan “12 Eylül Anayasasına da AKP Anayasasına da HAYIR” eylemine Öğrenci Kolektifi’nden Kadınlar da “Üniversiteli Kadınlar Hayır Diyor” diyerek katıldı.

Eşitlikçi ve özgürlükçü bir anayasa talebinin yükseltildiği eylem de AKP’nin “pozitif ayrımcılık” yalanı vurgulandı. Kadınlar adına basın açıklamasını yapan tekel işçisi Türkiye Azkar, “Anayasa paketini en çok da kadınlara pozitif ayrımcılık getiriyor teziyle savunmaya çalışıyorlar. Bu tez tümden çürüktür. Çünkü sözü söyleyen, kadına bakışı gerici muhafazakar kalıpların dışına çıkmayan, kadınları üç çocuk doğurmakla görevli sanan bir zihniyetin baş temsilcisi Tayyip Erdoğan’ındır” diyerek AKP’nin yalanlarına kadınların inanmadığını vurguladı.

Azkar, Tayyip Erdoğan’ın “Kadınlarla erkekler eşit değildir” sözlerini hatırlatarak “Son 7 yılda kadın cinayetlerinin yüzde 1400 arttığı, eşitliğin sağlanmasında fiili ve yasal engellerin varlığını sürdürdüğü, eşcinselliğin hastalık, kadınların çocuk doğurmakla görevli olduğunun sayılması, kadının Kürt sorununun çözümü için evlenilecek ikinci üçüncü eş olarak görüldüğü, tacizcileri korumak için evlilik yaşının 14’e indirilmeye çalışıldığı, kadınların kazanılmış tüm haklarını gerileten SSGSSS’nin yasalaştırıldığı sürecin sorumlusu olan AKP, bu 8 yılın hesabını vermeden, eşitlik ve özgürlük lafını ağzına alamaz” dedi.

Eylemde sık sık “Kadınlar sandıkta hayır diyecek”, “Sandığa git, hayır de”, “Muhtaç değiliz, mağdur değiliz, eşitlikçi bir anayasa istiyoruz” sloganları atıldı.

Eyleme katılan Pınar Sağ ise AKP’nin anayasasına HAYIR diyeceğini vurguladı.

“Cinsiyetçi, gerici, baskıcı YÖK’e HAYIR”, “eğitimde kadına pozitif ayrımcılık istiyoruz” yazılı dövizler taşıyan Öğrenci Kolektifleri’nden Kadınlar; üniversitede, yurtta, ANAYASA’da gerçek eşitlik istediklerini vurgulayarak bütün üniversiteli kadınları referandumda HAYIR demeye çağırdı.
Devamını Oku

19 Ağustos 2010 Perşembe

Kadınlar 12 Eylül Anayasası’na da, AKP Anayasası’na da HAYIR diyor!

Kadınlar gerçek eşitlikçi bir anayasa istiyor

AKP 12 Eylül’de halkoylamasına sunacağı yeni anayasayı “özgürlük”, “eşitlik” laflarıyla
cilalamaya çalışıyor. Anayasa paketinin özellikle kadınlar açısından bir devrim niteliğinde olduğunu söylüyor.

Oysa AKP, anayasada yapacağı değişiklikle, kadınla erkek arasındaki eşitsizliği derinleştirecek, uyguladığı yeni liberal ve gerici politikalarla var olan hakların bile fiili
olarak kullanılmasını engellemiş olacaktır.

Gerçek eşitlik ve özgürlüğün, kadınlara dönük ayrımcılığın yasaklandığı, bunun önündeki tüm yasal ve fiili engellerin kaldırıldığı, kadınların çalışmasının koşullarının oluşturulduğu, ev içi emeğin görünür kılındığı, güvencesiz çalıştırılmalarının engellendiği, kamusal hakların güvence altına alındığı, cinsel yönelimi nedeniyle kimsenin yargılanmadığı, barışın egemen kılındığı bir düzen için;

12 Eylül Anayasası’na da AKP Anayasası’na da HAYIR!



Basın açıklaması

Tarih : 21 Ağustos 2010 Cumartesi

Saat : 13.00 Taksim Tramvay Durağı, Galatasaray’a yürüyüş



EMEP’li Kadınlar, ÖDP’li Kadınlar, Halkevci Kadınlar, TKP’li Emekçi Kadınlar



Not: Kurumsal katılımlar olduğunda imzalar çoğaltılabilir. Eylem kadın katılımlıdır.
Devamını Oku