AKP ve onun gerici yüzünün temsilcisi Hasan Albayrak'ı uyarıyoruz! - Üniversiteli Kadın Kolektifi
Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürü Hasan Albayrak devlet yurtlarına saat 21.00 olan giriş saati uygulamasını savunarak, bu konudaki eleştirileri “O yaşta kız çocuğunun başıboş sokakta dolaşmasını doğru bulmuyorum. Çarşı pazar da açık değil, bara da gitmesin. Hem kız çocuğunun barda ne işi var. Tiyatroya sinemaya gitmelerine veya bir kursa katılmalarına engel yok. Gittiklerinde bunu gösteren belgeleri ibraz ettikleri taktirde hiçbir sorun yaşanmıyor.”” diyerek yanıtladı.
Mevzu türban olduğunda kadınların inancı sebebiyle eğitim hakkından yararlanamadıklarını söyleyen “kadının özgürlüğü” konusunda mangalda kül bırakmayan gerici zihniyet, kadınının sokakta dolaşma saatini sınırlandırırken özgürlük kelimesini aklına getirmiyor.
Albayrak, cinsiyetçi açıklamalarına kadın öğrencilere “kız çocuğu” diyerek devam ediyor. Kadınların gece dışarı çıkmasını “tehlikeli” bulan Albayrak erkek öğrencilerin bara gitmesinde bir sakınca görmüyor. Albayrak’ın açıklamasında özellikle belirttiği kadın öğrenciler; yurda geç geldiğinde nerede eğlendiğini belgelemek zorunda olduğunu belirtiyor.
Üniversiteli Kadın Kolektifi’nin konuya dair açıklaması:
Üzerinden bir sene geçmesine rağmen Tayyip Erdoğan’ın Münevver Karabulut’un katledilmesi üzerine yaptığı açıklamayı unutmadık. Tayyip Erdoğan, “Kızınıza sahip çıkmazsanız ya davulcuya, ya zurnacıya” demişti.
Yeni (ancak maalesef ilk defa duymadığımız) bir açıklama da Kredi Yurtlar Kurumu Genel Müdürü Hasan Albayrak’tan geldi. AKP’li Albayrak’ın geçtiğimiz gün yaptığı açıklamayla erkek egemen sistemin gerici, baskıcı, cinsiyetçi zihniyetiyle bir kez daha karşılaştık.
Hasan Albayrak, devlet yurtlarında saat 21.00 olan giriş saati uygulamasını savundu: “O yaşta kız çocuğunun başıboş sokakta dolaşmasını doğru bulmuyorum. Çarşı pazar da açık değil, bara da gitmesin. Hem kız çocuğunun barda ne işi var”
Birincisi şunu bir kez daha söyleyelim. Cinsiyetimizi ikiye üçe bölenlere lafımızdır: Biz üniversiteli kadınlar ne “kız çocuğu”yuz ne de “bayan”ız, biz üniversiteli KADINIZ.
“Eğer kadın gece dışarı çıkıyorsa ve başına bir şey gelirse sorumlu o kadındır. Öyle ya kadının gece dışarıda ne işi var. Bir de “başıboş”…”
Üniversiteli kadınların “başıboş” sokakta dolaşmasını doğru bulmadığını söyleyen Albayrak’ın “başıboş” kelimesiyle neyi kastettiğini gayet iyi biliyoruz. Albayrak’ın kastettiği şey tam da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “kadınlara sahip çıkın, kendi hallerine bırakmayın” uyarısı ile bağdaşıyor. Bu zihniyete göre kadınların başında bir bekçi (babası, abisi, kocası) olmalı, onları korumalı ve kollamalı; yoksa kadınlar her türlü tehlikeye açık hatta tek olduklarında tehlikeyi kendileri “davet” etmiş oluyor. Böylelikle başına gelen her şeyi hak etmiş oluyor.
Benzer bir olayı da geçtiğimiz aylarda Hacettepe Üniversitesi’nin Sağlık Merkezi’nde dağıtılan bildirilerde gördük:
1. Grup halinde gezmelisin
2. Karanlık caddelerde yürümemelisin
3. Eğlence yerlerine erkek arkadaşlarınla gitmelisin
4. Evde kapıyı kilitlemelisin
Hacettepe Üniversitesi’nde dağıtılan bu yazı da gösteriyor ki bilimin üretildiği, bilim insanlarının olduğu yer olan üniversitelerde bile kadınlara karşı ayrımcı ve baskıcı uygulamalar devam ediyor.
Oysaki daha 6 gün önce İzmir’de bir üniversiteli kadın köprü altında tecavüze uğradı. O gece dışarıda otobüs gelmediği için erkek arkadaşıyla birlikte otostop çeken kadının suçu muydu tecavüze uğramak? Yoksa erkek egemen sistemin savunularını yeniden üreten Hasan Albayrak gibiler mi?
Peki bir soru soralım! Kadınların tek (erkeksiz) başına sokaklarda dolaşmasını “güvensiz” bulan Albayrak üniversiteli kadınların gece veya gündüz okullarda, yurtlarda, yurt yollarında tacize, tecavüze uğramasının sorumlusu olarak kimleri görüyor?
Tabi ki cinsiyetçi, gerici AKP’li Albayrak’ın bu açıklamalarından sonra kendisinden mantıklı bir cevap beklemiyoruz.
Evet bizler kampus içinde veya yurtlarda taciz tecavüz olaylarıyla karşı karşıyayız. Ama bunun nedeni üniversiteli kadınların gece ve tek başına dışarı çıkması değil tabi ki.
Biz ulaşım pahalılığı yüzünden yürümek zorunda kaldığımız; yeterli ışıklandırmanın olmadığı yollarda tecavüze uğruyoruz.
Ulaşım sefer saatlerinin seyrekliği ile kalabalık otobüslerde taciz ediliyoruz.
Bununla beraber;
Üniversitede yaşadığımız taciz, tecavüz olaylarını bildirebileceğimiz bir merkez bulamıyoruz.
Üniversite yönetmeliklerinde tacize karşı hiçbir yaptırım uygulayacak madde yok.
Yönetime şikâyette bulunduğumuzda ise bu durum geçiştirilmeye çalışılıyor.
Yurtlarda kadına yönelik baskı ve ayrımcılık
Ayrıca yurtlara giriş saati uygulaması eşitlikçi uygulanmıyor. Devlet yurtlarında kalan bizler geç kaldığımız durumda uyarı cezası alıyoruz, ailelerimize şikâyet ediliyoruz. Ancak aynı uygulamalar genellikle erkek öğrenciler için bir sorun teşkil etmiyor.
Bunların yanında yurt giriş saatinin 21.00 olmasını ile ilgili bir konuşmada Albayrak “Erken saatte yurda girince ders çalışmaya başlıyorlar. Biz de bu giriş saati uygulaması ile onları ders çalışmaya yönlendirmiş oluyoruz. Yurtlarda kalan öğrencilerimizin yüzde 96-97’si dersleriyle ilgileniyor.”diyerek kadınların yurda erken gelme zorunluluğunu derslerindeki başarıya bağlamış. Ancak bu giriş saatleri uygulanmasının asıl nedeninin bizi kontrol altına almak amaçlı bir denetim mekanizması olduğunun farkındayız.
Hasan Albayrak cinsiyetçi söylemlerine son vermiyor ve ekliyor:
“O saatte neresi açık. Çarşı, pazar kapalı. Bara da gitmesin. İçki sigara zararlı zaten. Tiyatroya sinemaya gitmelerine veya bir kursa katılmalarına engel yok. Gittiklerinde bunu gösteren belgeleri ibraz ettikleri taktirde hiçbir sorun yaşanmıyor.” diyor. Gerici Albayrak’a göre kadınlar gece dışarı çıkamayacağı gibi eğlenemez de. İçki de içemez, sigara da. Eğer bu “kendine yakışmayan” davranışlarda bulunursa o kadın uyarılır, ailesi de aranır.
Erkek öğrencilerin bara gitmesinde ise bir sakınca görülmediği açık. Erkeklerin bara gitmeye, gece dışarıda olmasına bir itiraz yok. Ancak konu kadına gelince kadın nerede eğlendiğini belgelemek zorunda bırakılıyor.
“Kız çocuğu” değil ne yaptığını, kim olduğunu bilen üniversiteli kadınlar olarak bize acil eşitlik gerek!
Buradan kadın düşmanı AKP’yi ve onun Hasan Albayrak gibi yandaşçılarını uyarıyoruz. Baskıcı, cinsiyetçi, gerici söylemlerinize ve uygulamalarınıza bir son verin.
Gericiliğe, paralı eğitime, baskıya, tacize, tecavüze, cinsiyetçiliğe, ırkçılığa ve her türlü ayrımcılığa karşı aldık ellerimize şemsiyelerimizi ne başımıza bekçi istiyoruz ne de sizin üniversitelerde yaymaya çalıştığınız gericiliği.
Amfide, okulda, yurtta sesimizi her yerde duyacaksınız. Eşit ve özgür bir dünya kurana dek, yok sayılan kadınlığımızı inadına inadına "kadınız" diyerek haykırarak geliyoruz:
BİZE ACİL EŞİTLİK GEREK!